Eşim üfürükçü hocalardan medet ummanın saçma olduğuna inansa da bu işin yalanı için bile umutla tüm Türkiye’yi dolaşmaya razıydı ve ben de artık aldığım çilek kostümlü bebek tulumuyla çok daha umutluydum.
Çocuğumuzun olmamasını metafizik unsurlara bağlayan 4 – 5 hoca ziyareti ve muskalar, okunmuş sulardan sonra beklemeye koyulmuştuk. Ben büyüye, nazara inanırdım ama bizim meselemizin tüm bunlarla ilgili olduğundan emin değildim.Hadi ben sadece emin değildim ama eşim hiç inanmıyordu ama bu işin yalanına bile tüm Türkiye’deki hocaları gezmeye razıydı.Bebeği olmayanlara muska yazan yüzlerce hoca, hamile kalmak için muskalardan medet uman binlerce kadın varken elbette böyle bir sektör de gelişecekti güzel ülkemde.
Mevlâna öldükten kısa bir süre sonra, Şems hazretlerine bir meczup gelip Mevlâna’nın yaşadığını söylemişti.Bu habere çok sevinen Şems, ona bu müjdesi karşısında 1 kese altın verdi. Şems’in yanındaki zat, “Efendim, siz de biliyorsunuz ki Mevlâna öldü.Bu adamın yalan söylediğini bile bile neden ona altın verdiniz? Dedi. Şems, “Ben onun yaşadığı haberinin yalanına bir kese altın verdim, bu haber doğru olsa tüm malımı mülkümü fedâ ederdim.” demişti.Biz de bebeğimiz olacağını söyleyen insan yalan da söylese lbunun yalanına bile elimizdekini veriyorduk işte. En son kışın ortasında İstanbul’dan Adana’nın dağlarında yaşayan bir garip amcaya gidip duasını almaya niyetlendik ki amca bize, “Yav siz deli misiniz ne işiniz var buralarda?” deyince aklımız başımıza geldi ve hacı hoca işlerini bıraktık.
Bir gün yolda yürürken bir bebek mağazasının yanından geçtiğimi fark ettim. Kaynanamı görmüş gibi kafamı çevirip binbir kapris ve triple yanından geçiyordum ki, kafama dank etti. Ben kendi kendime elin mağazasına neden atar yapıyordum ki? Hem benim çocuğum olacaktı, bebek kıyafeti reyonlarından ağlayarak çıktığım günlerin üzerini çizip mağazaya girdim. Çilek kostümü şeklinde bir kız bebek tulumu aldım. Benim bir kızım olacak ve bu tulumu giydireceğim, dedim kendi kendime. O tulumu çekmeceme koydum ve ne zaman çocuksuzluğuma efkârlansam çıkarıp sevdim.
Yeni bir hastane ve yeni bir doktor arayışına girdim. Ankara’da en iyi tüp bebek merkezi neresidir diye araştırma yapıyordum. Ankara tüp bebek fiyatları da önemliydi tabi. İnternet üzerindeki yüzlerce olumlu yorumu okuyunca Ankara Başkent Ünv.hastanesi Prof. Dr .Göğşen Önalan’a gitmeye karar verdim. Başkent hastanesi tüp bebek fiyatları ve muayene ücretleri nispeten daha uygundu. 2019 itibarı ile raporsuz fiyatı 7500 tl , raporlu fiyatı 6000 tl, muayene ücreti ise 250 tl idi. Ankara ve İstanbul’da profesör doktorların muayene ücretleri 400 tl ve 700 tl arası değiştiğini düşünürsek Ankara Başkent Hastanesi muayene ücreti uygun sayılırdı. Üstelik Göğşen Hocamın hastalarının kadınlar kulübünde yaptıkları yorumlar da çok güzeldi. Tüm bu sebeple prof.dr. Göğşen Önalan’ı tercih etmiştim
Onu sıradan bir doktor sanmıştım ve ne denli müthiş bir insanla; dayım,amcam gibi doktor ötesi birisiyle tanışacağımdan habersiz, saatlerce sıkıla sıkıla büyük bir stresle sırada beklemiştim. Bu uğurda hayatımın en doğru kararı, onunla tanışmaktı. Ve hikâyem, onu tanımakla stres ve sıkıntı kabuğundan sıyrılıp umut, heyecan ve analıkla son bulacaktı. Meğer anne olmak zor değildi… Ya da zorlaştıkça değeri arttığı için daha büyük manalar kazanıyordu.
