En son Mart 2021’de yazmışım. Ah güzel kızım, niyetim her hafta yazmaktı ama hayat öyle bir telaşeyle geçiyor ki… Geçen yıl KPSS’ye hazırlandım. 2 puanla kaçırdım, bu yıl tekrar hazırlanacaktım fakat haksızlıklar olanca ağırlığıyla devam ederken hazırlanmaktan vazgeçtim. Öğretmenlik hayalim…Puffff…Birden sönüverdi.Emeklerim…Pıssss…Bir hiç oldu. Başka başka umutlar, hayaller, heyecanlar…Neler neler yaşandı şu 10 ayda. Zihnim, kalbim, hissim…Pata küte, çat çıt, bir oraya bir buraya savruldu. Bunları aklı başında ve tatlı bir genç kız olduğunda uzuuuun uzun konuşacağız inşaallah, bu günlükler senin için :))
Sene 2017…Sana hamileyim. Aslında hayatımın en zor günleri, ayları hatta yılı…Ama ben öyle mutlu, öyle umutluyum ki…Evimiz, eşyalarımız dağılmış, apar topar Aksaray’a anneannenlerin evine taşımışız. Babanın, benim çok başka sıkıntılarımız var. İşsiz, hürriyetsiz, parasız pulsuzuz. Ama ben dünyanın en mutlu insanıyım. Çünkü bedenimde seninle yaşatıyorum!
Her şeye gülümsüyorum, her zamanki hallerimle şarkılar söylüyorum, çalışıyorum da…Mutluyum. “Benim misin sen canım mısın her şeyim misin sen? Hoş geldin melek…Sefalar getirdin. Ya gelmeseydin yetişemeseydin beni bulamasaydın? Ne yapardım? Yalnız kalırdım.”
Benim rahmetli anneannem hasta, desteksiz yürüyemiyor, sürekli ağrıları var, inliyor. Rahmetli dedem felçli, yürüyemiyor, oturup kalkamıyor. Annem ve babam onlara bakıyor ama ben de onların yanında kaldığım için ben de anneme yardımcı oluyorum. Dedem yaşlılık ve hastalığın etkisiyle biraz sinirli. Aslında ev ortamı yorucu, gergin…Baban Ankara’da iş buldu, orada kalıyor. Ara sıra onun yanına yani babaannenin yanına gidiyorum ama orada da huzurlu değilim. Her an, her sabah özgürlüğümü kaybetme korkusu yaşıyorum. Çok sevdiğim şehir, İstanbul’dan kaçar gibi ayrılmışım. Eşyalarımı bile toplamaya gidememişim. Zavallı babam binbir kahır, binbir zahmetle Ağustos 2016 gibi bir zamanda evimi toplayıp nakliyeye vermiş. Büyük hevesle aldığım eşyalarım teras katta yığılı duruyor. Nereye, nasıl, neden tekrar bir yuva kuracağız belirsiz. Hatta bir yuva kurmak istiyor muyum o bile belli değil. Hiçbir yere sığmıyorum, dünyada yaşamıyorum sanki. Hiçbir şehre, bir eve, bir eşe aidiyet hissetmiyorum. Tek amacım yaşlı ve hastalarımızın hayır duasını alabilmek, sabretmek. Hayatımı adayacağım kızımla yaşayacağım ömrümün hayali beni hayata bağlıyor. Ve yeniden insanlığın hayrı için atacak bir kalp taşıyorum göğüs kafesimde… Sen ve senin gibi gencecik yüreklere sevgi tohumu ekebileceğim günlerin yeniden gelmesinin umudu beni hayata bağlıyor. Bu umut olmasa, sen benim içimde büyümesen, hiç de yaşalacak bir hayat değil.
Her şeye rağmen çok mutluyum… Çünkü artık sen varsın…